*5*
Benim mutsuzluğum devam ederken birde başıma, kurslardan
ayrılmam çıktı. Ben bildiğin gibi bir sürü kursa gidiyordum (!). Bale, müzik,
resim, matematik, piyano, yan flüt, gitar ve en sevdiğim sokak dansı konumuzla
alakalı olmayacak ama hem baleye hem de sokak dansı kursuna aynı anda nasıl
gittiğimi hala bende çözemedim. Tamam, kabul ediyorum tempom yoğun, hatta çok
yoğun ama benim için kolaydı bu tempo. Ben kursları seviyorum.
-
Kızım hazırlan
gidiyoruz.
-
Tamam.
Sana demeyi unuttum, nedense kırk yıldır gitmediğimiz
babamın arkadaşına gidiyoruz. Ki babam misafirliğe gitmeyi hiç sevmez, bunu da
dip not olarak düşeyim. Neyse hemen hazırlanayım. Aynaya bakınca saçımdaki
kırıkları ve göz torbalarımı fark ettim, herhalde ağlamaktan olmuş. Ve çok
derin bir şekilde
-
Iyyyyy. Dedikten
sonra:
Makyajıma başladım, nede olsa babamın borç isteyeceği için(
büyük ihtimalle)iyi görünmeliydim. Nede olsa adam ödeyemeyeceğimizi zannederse
borç vermez. Ben yine entrikalar kurmaya başladım. Bir anda içimden
gitmemelisin diye bir his gelince zaten gitmek istemediğim davete gitmemeye
karar verdim ki bence doğru bir karar verdim. Nede olsa orada ben etkisiz
eleman olup ailenin 7 yaşındaki kızının odasına gönderilecektim. Ve babama
seslendim:
-
Baba ben gelmeyeceğim.
-
Prenses sen
hiçbir gezmeyi kaçırmazdın ne oldu
Babamın oyunculuğu iyidir mutsuzken bile mutlu rolü
yapabilir.
-
Canım istemiyor.
-
Tamam öyleyse
-
Haaa bu arada
Pelin, Kader ve Şafak işten çıktı.
-
Neeeee.
-
Kızım bir şey
olmaz.
-
Nasıl bir şey
olmaz.
-
Zaten uzun
zamandır çıkmak istiyorlardı, paramız kalmayınca kovdum onları.
İşte ağzından kaçırdı. Ben biliyordum.
-
Şeyy kızım neyse
biz çıkıyoruz.
-
Görüşürüz.
-
Görüşürüz.
Yani babamda kanıtladı, düşüncelerimi taşlar yavaş yavaş
yerine oturuyor. Ve göz kapaklarım aniden çökmeye başladı neyse babamlar
gelinceye kadar uyurum deyip uyudum.
****
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder