*2*
-
Hoş geldin Pelin, nasılsın?
-
İyiyim Mine sen?
-
Ben de iyiyim sağ ol, derste görüşürüz bay.
-
Bay.
Mine’yi çok seviyorum, özellikle çok sevimli, alnına dökülen
kızıl kıvırcık saçlarıyla. Neyse hemen dolabımı açıp eşyalarımı yerleştirdim ve
koşar adımlarla bale sınıfımıza çıktım. Sezen Öğretmen orada durup her zaman ki
romanını okuyordu:
-
İyi okumalar öğretmenim.
-
Sağ ol Pelincim, böyle otur arkadaşların şimdi
gelirler.
Sezen Öğretmenimi çok seviyorum, çünkü o
hayatım asilliğine karşı beni güldürebiliyor. Yani beni güldürebilen sayılı
insanlardan biri, idolüm diyebilirim çünkü hep olmak istediğim bir tip hep öyle
kişileri kıskanmışımdır. Her zaman gülen insanlar Sezen Hocamın yanında bu
yüzden kıskandığım biri daha var, ismi Gamze anaokulundan arkadaşım hep
gülümser.
-
Çocuklar derse başlaya biliriz, ilk önce ısınma hareketleri,
sonra da barlara tutunarak alıştırma yapın, haydi başlayalım.
Herkesten
gelen uğultu bir anda kesildi. Herkes işine odaklandı.
-
Hocam, ben alıştırma yaptım!
-
Tamam, Zehra, sen şu köşede bekle.
Zehra’nın
biraz acayip bir tip olduğunun farkındasınız sanıyorum, herkes farkında, Zehra
her zaman, her şeyi avazı çıktığı kadar bağırarak söyleyen, komik bir tiptir.
-
Çocuklar bugün Kuğu Gölü Balesi’nin tekrarını
yapacağız.
-
(Hep bir ağızdan bu arada 17 kişiyiz) OLEYYYYYYYYY!
-
Çocuklar bakıyorum çok sevindiniz, ikinci
sürpriz ise prova salonuna gidiyoruz.
-
( Bence bu sefer tüm İstanbul duydu, hatta
bazıları deprem oluyor diye binayı terk etti)
OOOOOOLLLLLLLLEEEEEEEEEEEYYYYYYYYYYYYY!
-
Haydi, çocuklar, çok oyalanıp Hikmet Ağabeyi bekletmeyelim.
-
Hikmet Ağabeyle mi gidiyoruz? Dedi Hayal.
-
Tabi ki Hayalcim.
-
Tamam Öğretmenim.
Hepimiz
üstümüzü değiştirip, eşyalarımızı topladıktan sonra yola çıktık. Tabi ki
İstanbul trafiğinden dolayı 10 dakikalık yolu 2 saatte vardık. Neyse ki,
velilerimizin haberi vardı. Varınca koşar adım sahne arkasına geçtik. Ve bir
şokla karşılaştık, modacının 1 haftaya dikilir dediği, sahne kıyafetleri
karşımızda duruyordu sanırım kıyafetli prova yapıcağız diye geçiştirdik ( Sezen
Hoca sahne önündeydi). Kıyafetlerimizi giyip, peri gibi olduktan sonra ( yalnız
kıyafetimiz kuğu kıyafetiydi ) Sezen Hocanın öğrettiği gibi, sıralı bir şekilde
sahneye çıktıktan sonra, tekrar bir şokla karşılaştık. Seyirciler olduğu gibi ordaydı.
Hatta babam bile. Ve biz bozuntuya vermeyip, dans ettik. Çok mükemmel oldu. Eve
gidince ayağım hiç olmadığı kadar şişti. Ve çok ağrıdı o yüzden hayatımda
yattığım en erken saatte yattım ( yeni rekorum 19.06) .
****
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder