*19*
Bu da neydi şimdi, son cümle bende
lodos etkisi yarattı. Kasten yazılmıştı belli ki. Babaannem neden böyle bir şey
yazsın. Babaannem doktorun yanında olmalı demek ki hasta. Mektubun içinde
olduğu turuncu zarfı kurcaladım belki not vardır diye ama yok, beni bunca sırla
baş başa bıraktın “DOKTOR HANIM” ben nasıl çözeceğim bu sırları. Hüzün dolu
özlem kokan mektubu ilaç kokusu sarmıştı şimdi de, babaannem nerede? Ne
yapıyor? Sağlıklı mı? Kim bakıyor ona? Kafamda bunlar gibi binlerce cevapsız
soru dönerken kapım çaldı:
-
En sevdiğim
arkadaşım nasılmış bakalım?
-
Doğa iyi bir
dedektif misin?
-
Bu da nereden
çıktı?
-
Gizemli bir
mektup var elimde ve ben ne yapacağımı bilemiyorum.
-
Babaannenin
gönderdiği mektup mu?
-
Evet, sen
nereden biliyorsun.
-
Kahveleri
yaparken annemler konuşuyordu.
-
Ne diyorlardı?
-
Birkaç sözcük
kaldı aklımda.
-
Neler?
-
Hastane, kanser,
mektup, Ahu Doktor ve bir de-
Doğa bir an duraksadı:
-
Beklide yanlış
duydum ya boş ver.
-
Doğa ne oldu
söyle.
-
Önemi yok.
-
Bu gizemi
çözmekte yanımda değil misin? O zaman beklide dost değilizdir.
-
Peki, son
kelimede “ÖLÜM” .
Ne! Ne diyor bu kız.
-
Emin misin Doğa?
-
Maalesef.
O anda çöktüm herkes bir, bir yok
oluyordu. Ben de mi sorun vardı? Babam, Ayaz Amca şimdide babaannem. Lanetli
miyim ben?
****
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder