4 Mart 2016 Cuma

                                          *19*                                              


Bu da neydi şimdi, son cümle bende lodos etkisi yarattı. Kasten yazılmıştı belli ki. Babaannem neden böyle bir şey yazsın. Babaannem doktorun yanında olmalı demek ki hasta. Mektubun içinde olduğu turuncu zarfı kurcaladım belki not vardır diye ama yok, beni bunca sırla baş başa bıraktın “DOKTOR HANIM” ben nasıl çözeceğim bu sırları. Hüzün dolu özlem kokan mektubu ilaç kokusu sarmıştı şimdi de, babaannem nerede? Ne yapıyor? Sağlıklı mı? Kim bakıyor ona? Kafamda bunlar gibi binlerce cevapsız soru dönerken kapım çaldı:

-          En sevdiğim arkadaşım nasılmış bakalım?

-          Doğa iyi bir dedektif misin?

-          Bu da nereden çıktı?

-          Gizemli bir mektup var elimde ve ben ne yapacağımı bilemiyorum.

-          Babaannenin gönderdiği mektup mu?

-          Evet, sen nereden biliyorsun.

-          Kahveleri yaparken annemler konuşuyordu.

-          Ne diyorlardı?

-          Birkaç sözcük kaldı aklımda.

-          Neler?

-          Hastane, kanser, mektup, Ahu Doktor ve bir de-

Doğa bir an duraksadı:

-          Beklide yanlış duydum ya boş ver.

-          Doğa ne oldu söyle.

-          Önemi yok.

-          Bu gizemi çözmekte yanımda değil misin? O zaman beklide dost değilizdir.

-          Peki, son kelimede “ÖLÜM” .

 Ne! Ne diyor bu kız.

-          Emin misin Doğa?

-          Maalesef.

O anda çöktüm herkes bir, bir yok oluyordu. Ben de mi sorun vardı? Babam, Ayaz Amca şimdide babaannem. Lanetli miyim ben?

                                                                   ****

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder