4 Mart 2016 Cuma

                                                   *15*                                        

 
Bugün okul başlıyor, lacivert eteğimle beyaz gömleğimi giyip ayağıma yeni aldığım hiç giyilmemiş botlarımı geçirdim. Artık hazırım saçlarımı örebilir annem. Doğa’nın saçları uzun olduğunda örülmesi güç, o yüzden dün kestirdi hem de küt. Kısacık saçları var, yeni aldığı bandanayı başına geçirdi. Çok tatlı oldu. Çiçek evde büyüklerle baş başa kaldı, tabii bu durumdan hiç hoşnut değil. Arkadaş bulmak için o kadar çabalıyor ki. Ama herkesin kendi arkadaş grubu olduğundan kimse Çiçek’i yanına almıyor. Annem saçımdaki örgünün son düğümünü de atınca:

-          Tamam, Pelin kalkabilirisin geç kalıyorsun. Dedi.

-          Peki, dedim iniyorum şimdi.

-          Doğa’ya da haber ver.

-          Peki veririm. Dedim.

Aynı anda Doğa’nın sesi duyuldu:

-          Pelin haydi servis kaçacak.

-          Tamam geliyorum. Dedim.

-          Hızlı ol. Dedi.

-          Doğa anneme benziyorsun.  Dedim

-          Pelin gerçekten kaçıyor servis.

-          Tamam iniyorum. Dedim çantamı toplarken.

Kırmızı geçen seneden kalma deri çantam kıyafetlerimi tamamlıyordu binevi. Okulumuz mahalleye uzak olduğu için herkesten önce binmek zorundayız servise ki yetişelim. Doğa’ya baktığımda eskiden aldığı emojili çantayı takmış, her türlü yüz var üzerinde. Çok sevimli duruyor. Ayaklarında ise yeşil yarım botları var, çok cool duruyor. Servisin kornasını çalmasıyla ayakta gördüğüm rüyadan uyandım. Uykumu tam alamadığım için servisin merdivenlerinden zorla da olsa Doğa çıkarabildi. Okula doğru yola çıkmaya başladık.

                                                                       ****

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder